start 1
f. 1. başlamak; başlatmak: It started to rain. Yağmur yağmaya başladı. They´ve started fighting. Dövüşmeye başladılar. Prices start at fifteen million liras. Fiyatlar on beş milyon liradan başlıyor. The E 5 superhighway starts in Edirne. E 5 karayolu Edirne´de başlıyor. We´ll start with you. Seninle başlayacağız. Who started this? Bunu kim başlattı? 2. (out/off) yola çıkmak/koyulmak: We set out for Mersin. Mersin´e hareket ettik. 3. (back) irkilmek, ürküp gayriihtiyari bir hareket yapmak. 4. from (bir yerden) birdenbire ayağa sıçramak. 5. from (bir yerden) fışkırmak. 6. (at) spor (maçın başlangıcında) (takımda) yer almak: He´s starting for Fenerbahçe at forward. Bu maçta Fenerbahçe takımında forvet olarak yer alacak.